Bandırma Kent Konseyi de düzenlenen toplantıda suyun önemine dikkat çekildi. TEMA Vakfı Bandırma ve Bandırma Rotary Kulübü adına bir açıklama yapan Burak Uğur, su kanunun bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini ifade etti.
21 Mart Dünya Orman ve 22 Mart Dünya Su Günü sebebiyle Kent Konseyinde bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda TEMA Vakfı Bandırma ve Bandırma Rotary Kulübü adına bir açıklama yapan Burak Uğur,”Değerli basın mensupları, öncelikle aramızda olduğunuz için teşekkür ediyor, sizleri şahsım ve temsil ettiğim kurumlar TEMA Vakfı ve Bandırma Rotary Kulübü adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Türkiye su stresi çeken bir ülkedir. Ülkelerin yeterli suya sahip olup olmadığının değerlendirilmesinde kullanılan Falkenmark göstergesine öncelikle değinmek istiyorum. Bu göstergeye göre yıllık kişi başına yararlanılabilir su miktarı 1.700 m3’ten fazla olanlar su stresi olmayan, 1.000-1.700 m3 arasında olanlar su stresi çeken, 500-1.000 m3 arasında olanlar su kıtlığı olan, 500 m3‘ten az olan ülkeler ise kesin su kıtlığı çeken ülkeler sınıfında yer almaktadır. Türkiye, 2022 yılı kişi başına düşen su miktarı yaklaşık 1.350 m3 oranı ile su stresi çeken ülke konumundadır. Ancak su havzaları arasında, mevcut nüfus ve yararlanılabilir su miktarı bakımlarından büyük farklılıklar vardır. Örneğin nüfusun en yoğun olduğu Marmara Havzası, kişi başına düşen su miktarının 1.000 m3’ün altında olması sebebiyle su kıtlığı görülen bir havzadır. Suyun miktarı kadar kimyasal ve ekolojik durumu da önemli bir konudur. Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan 8 Nehir Havza Yönetim Planı’na göre bu havzalarda izleme yapılan bine yakın yer altı ve yer üstü sularının %83’ünde su varlıklarının kimyasal, ekolojik ve miktar açısından iyi durumda olmadığı görülmektedir. Bu sebeple etkin ve katılımcı bir havza yönetimi zaruridir. Elbette su ile ilgili verdiğimiz bu bilgilerden sonra, TEMA Vakfı olarak ciddi bir önerimiz. Su Kanunu. Vakfımızın Su Kanunu Tasarısı çalışması; su varlığının korunmasında hukuksal, yönetimsel ve etik yeni ilke ve kurallar getirmektedir. Hazırlanan su kanunu tasarısı ile yaşamın sürdürülebilmesinin temelini oluşturan su varlığının havza yaklaşımı çerçevesinde, toplumun yeterli miktarda ve uygun kalitede suya erişim hakkı ile ekosistemin su hakkını sağlayacak, ekonomik ihtiyaçlarla ulusal güvenlik gereksinimlerini karşılayabilecek şekilde yönetilmesi amaçlanmaktadır. Bunun gerçekleşmesi için Kanun tasarısında belirlenen ilkelerle çizilen çerçeve kapsamında su varlığının daha verimli kullanımı sağlanacaktır. Bu bağlamda suyu koruyan Su Kanununun bir an önce yürürlüğe girmesi en büyük temennimizdir. TEMA Vakfı olarak 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Haftası’nda her şeye rağmen şanslı bir ülke olduğumuzu hatırlatmak istiyoruz. Ormanlarımız yıllardır tahrip ediliyor, yakılıyor, işgal ediliyor, başka kullanımlara açılıyor, üzerine binalar inşa ediliyor, hatta orman vasfı kaybettirilerek satılıyor. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen, ormanlarımızın büyük bölümü halen zengin tür ve genetik çeşitliliğe sahip doğal ormanlar. Doğal ormanlarını kaybeden Avrupa kıtası bugün yaptıkları yanlışı geri çevirmeye, kalan doğal ormanlarını eksiksiz korurken, yapay ormanlarını doğal yapıya kavuşturmaya çalışıyor. Ülkemiz adına hala şansımız varken, herkesi ormanlarımıza birlikte sahip çıkmaya davet ediyoruz. 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve haftasında hala doğal kalan ormanlara sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuza dikkat çekiyor ve uyarıyoruz: Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin doğal varlıklar üzerindeki etkisi dünyadaki tüm ekosistemleri derinden etkilemektedir. Bu süreçte tarım yapabilecek toprağı, sulama yapabilmek ve içmek için suyu, nefes alacağı oksijeni üreten ormanlara sahip olan ülkeler hayatta kalacaktır. Umuyoruz, alınacak önlemler, uyarılar ve eğitimlerle, ülkemiz bu üç önemli hususta hayatta kalacak ülkelerden biri olsun” diye konuştu.